Yaşar Üniversitesi Müzik Bölümü mezunu ve müzik terapisti olan Büşra Turna, müzik terapisinin detaylarını paylaştığı bir söyleşi gerçekleştirdi. Turna, LUCA School of Arts'da Müzik Terapi bölümünde yüksek lisans eğitimi alırken, otizm ve davranış bozukluğu olan 17 yaşındaki bir gençle çalışıyor. Farklı müzik terapi türleri ve uygulama yöntemleri hakkında bilgi veren Turna, bu terapinin psikodinamik bir tedavi yöntemi olduğunu vurgulayarak, Avrupa'da yaygın olan aktif müzik terapisi yöntemini uyguladığını belirtti. 

'Terapi Gören Kişinin Müzik Geçmişi Gerekli Değil'

Terapi sırasında yapılan doğaçlamalar; solo, düet veya grup olarak yapılabildiğini ve terapi gören kişinin müzik geçmişi veya enstrüman çalma becerisinin gerekli olmadığını vurgulayan Turna, müzik terapisinin amacının davranış veya algı bozukluklarını tedavi ettiğini, psikodinamik yaklaşımın hedefinin danışanın öz farkındalığını artırmak ve geçmişin şu anki davranışlar üzerindeki etkisini anlamak olduğunu açıkladı. Psikodinamik yaklaşımın, danışanın geçmişteki işlevsiz ilişkilerden kaynaklanan çözülmemiş çatışmaların ve semptomların incelenmesine olanak sağladığını belirtti. Ayrıca, terapi sürecinde danışanın aktif olarak müziğe katıldığını ve seans sırasında bulunan müzik ve enstrümanların danışanın kendini ifade etmesine yardımcı olduğunu belirtti. Seçilen enstrümanın bile danışan hakkında ipuçları verebileceğini söyleyen Turna, terapi sürecinin her seansta danışanın kendi başına ya da terapist ile birlikte bir enstrüman çalarak kendini ifade etmesiyle ilerlediğini vurguladı.

'Engelli Bireyler İçin İyi Bir Tedavi Yöntemi'

Müzik terapinin, özellikle engelli bireyler üzerinde etkili olan bir yöntem olduğundan bahseden Turna, “Araştırmalar, sözel olmayan terapi biçimlerinin engelli bireylerde daha etkili ve pozitif sonuçlar oluşturduğunu söylüyor. Bazı engelli bireyler sözel iletişimden kaçınabiliyor, utangaç ve içe kapanık olma eğilimindeler. Fakat ilişkisel düzeyde çok keskin bir algıya sahipler. Bu nedenle müzik terapi onlar için iyi bir seçenek. Bununla ilgili birçok makale ve vaka örneği var. Müziğin kendi başına bir terapi olduğu söyleniyor fakat bunu hobi olarak yapmakla müzik terapi almak farklı şeyler. Müzik terapi sadece engelliler için değil, şizofreni gibi psikotik bozukluk, kişilik ve davranış bozuklukları, depresif bozukluklar yaşayanlar, demans hastaları, gündelik yaşamda stres yaşayan kişiler ve Parkinson hastaları için oldukça faydalı bir yöntem” diye konuştu.

Çalıştığı otizmli danışanıyla gerçekleştirdiği terapi süreci hakkında konuşan Turna, şunları söyledi: “Bu uzun bir süreç, terapinin sonuçlarını görmek uzun zaman alabiliyor. Müziğin onu oldukça rahatlattığını söyledi. Agresiflik gibi davranış bozuklukları da var, bu açıdan sakinleşti. İletişim konusunda problemli olan kişiler için müzik veya sanat terapisi daha yerinde ve oldukça etkili bir yöntem oluyor.”

Kaynak: Haber Merkezi/İzmir Olay

Editör: Erdoğan Kan